Kanser Tanısı Alan Hastalarda Etkili İletişim ve Empati

GÜVEN SAĞLIK GRUBU

Paylaş:

Kanser Tanısı Alan Hastalarda Etkili İletişim ve Empati

Kanser tanısı almak, hastalar için hayatlarının en zorlu ve belirsiz dönemlerinden biridir. Bu süreçte kişiler, şok, öfke, üzgünlük, kaygı ve çaresizlik gibi birbirine karışmış duygular yaşayabilir. Hekimler olarak, hastalarımızın bu dönemdeki psikolojik ihtiyaçlarını görmezden gelmemiz mümkün değildir. Tam aksine, onlara sunduğumuz tedavi kadar önemli olan şey, doğru iletişim ve içten bir empati yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, hasta-hekim ilişkisinde güveni güçlendirir ve tedavi sürecini olumlu yönde etkiler.

Güven Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Deniz Yamaç, kanser tanısı alan hastalarla iletişimde dikkat edilmesi gereken temel noktaları ve bu zorlu süreci kolaylaştıracak stratejileri anlattı.

Kanser Tanısı Alan Hastalarda Etkili İletişim ve Empati

İçindekiler

Kanser Tanısı Alan Hastaların Psikolojisi

Kanser tanısı, kişinin geleceğe dair tüm umutlarını yeniden şekillendirir. Bu durum, her hastada farklı yoğunlukta yaşansa da genellikle ortak bazı duygusal süreçler ortaya çıkar:

  • Kaygı ve Umutsuzluk: Hastalar, kanserin tekrarlama veya ilerleme ihtimalinden endişe duyabilir.
  • Damgalanma Hissi: Toplumsal algı, hastaların kendilerini “farklı” ya da “damgalanmış” hissetmelerine neden olabilir.
  • İnkar ve Öfke: Bazı hastalar tanıyı kabullenmekte zorlanır, öfkelerini kendilerine, yakınlarına veya hatta hekimlerine yöneltebilirler.

Bu dönemde duygusal dalgalanmalar kaçınılmazdır. Hastaların fiziksel tedavisi kadar psikolojik destek ihtiyaçlarının da karşılanması, tedavi sürecinin sağlıklı ilerlemesi için gereklidir.

Etkili İletişimin Önemi

Kanser gibi ciddi tanılarda, hekim-hasta iletişiminin niteliği, hastanın tedaviyi nasıl deneyimleyeceği üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Etkili iletişim için aşağıdaki stratejiler yol gösterici olabilir:

Hazırlık: Hastayla görüşmeye başlamadan önce hekim olarak kendimizi ve ortamı hazırlamamız gerekir. Bu hazırlık, hastanın tıbbi geçmişini incelemek, bilgi aktarımını anlaşılır kılacak bir dil belirlemek ve görüşmenin mümkün olduğunca sessiz, dikkat dağıtıcı olmayan bir ortamda gerçekleşmesini sağlamakla başlar.

Empati ve Anlayış: Empati, hastanın duygularını anlayabilme ve bunlara uygun karşılık verme becerisidir. Gösterdiğimiz empati, hastaya yalnız olmadığını hissettirir. Göz teması kurmak, hastanın vücut dilini okumak, duygularını dile getirmek ve yargılayıcı olmayan bir tutum takınmak, iletişimin niteliğini artırır. Örneğin, “Bu haber sizi çok üzdü, bunun ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum” demek, hastaya anlaşıldığını gösterir.

Bilgi Verme: Kanser hakkında bilgi vermek, hastalar için en hassas aşamalardan biridir. Karmaşık tıbbi terimler yerine hastanın anlayabileceği yalın bir dil kullanmak, bilginin daha iyi kavranmasını sağlar. Tedavinin süreci, olası yan etkiler, iyileşme şansı veya destek seçenekleri net ve anlaşılır biçimde sunulmalıdır. Hastayı, kötü habere ya da zorlu bilgilere kademeli olarak hazırlamak da önemlidir. Örneğin, “Keşke size daha iyi bir haber verebilseydim ama maalesef…” gibi bir giriş cümlesi, hastayı duyacaklarına yavaşça hazırlar.

Planlama ve Takip: Hastayla birlikte bir tedavi planı belirlemek, hasta-hekim arasındaki iş birliğini güçlendirir. Bu süreçte, hastanın ne anladığını teyit etmek, sorularını cevaplamak ve gerekirse ailesini de sürece dahil etmek tedavinin başarısını artırır. Hastaların tedavi sürecine aktif olarak katılması, kontrol duygusunu ve mücadele motivasyonunu canlı tutar.

Kötü Haber Vermenin Zorluğu

Kanser gibi ciddi bir tanıyı hastaya iletmek, hekimlik pratiğinde en zor deneyimlerden biridir. Hekim, doğrudan ama duyarlı bir dil kullanmalı, hastanın tepkilerini kabullenmeli ve duygularına saygı göstermelidir. Bu süreçte gerçekçi ama aynı zamanda umut verici bir yaklaşım takınmak da önemlidir. Çünkü umut, tedavi yolculuğunda her zaman bir ihtiyaçtır, ancak bu umut asla gerçeklerden uzak olmamalıdır.

Güven İlişkinin Temel Taşı

Etkili iletişim, hasta-hekim ilişkisinde güveni inşa eder. Hekim olarak sadece hastalığı tedavi etmekle kalmayıp, hastanın psikolojik ve duygusal ihtiyaçlarını da görmek, onları anlamak ve desteklemek bu güveni pekiştirir. Bu güven ortamı, hem tedavinin daha verimli ilerlemesini sağlar hem de hastanın yaşam kalitesini artırır. Uzun vadede, “etkili iletişim, tıpkı bir ilaç gibi tedavi edicidir” ifadesi, hasta bakımının merkezinde yer almalıdır. Sonuç olarak, kanser tanısı alan bir hastayla kurulacak doğru iletişim, tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır. Hastalarımızı anlamak, onlara içten ve samimi yaklaşmak, tedavi sürecini daha katlanılabilir hale getirir. Bilgi, empati ve güven üçgeninde şekillenen bu ilişki, hasta ve hekim için gerçek bir “iyileştirme sanatına” dönüşür.

Sağlık Rehberi

Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.

Haber Bültenimize üye olun.

Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.

...

Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.


Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.

Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.


Sayfanın son güncellenme tarihi: 16-08-2024