Kalp hastalıkları, bireylerin günlük yaşamını etkileyen önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Ancak çoğu kişi, bu hastalıkların cinsel yaşam üzerindeki etkilerini konuşmaktan çekiniyor. Oysa ki sağlıklı bir cinsel yaşam, fiziksel ve duygusal sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır. Kalp hastalığı tanısı almış kişilerin aklında birçok soru bulunuyor: "Kalp krizi sonrası cinsel hayata ne zaman dönebilirim?", "Kullandığım ilaçlar cinsel işlevlerimi etkiler mi?", "Sildenafil gibi ilaçlar güvenli midir?"
Güven Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Emre Nuri Günel, kalp hastalıkları ve cinsel yaşam hakkında en çok merak edilen 13 soruyu yanıtladı.
Sağlıklı bir cinsel yaşam, eşler arasında uyum ve doyumun yaşandığı bedensen ve ruhsal sağlığın önemsendiği, iletişime açık ve karşılıklı saygıya dayanan bir süreci tanımlar. İyi bir cinsel yaşam için bedensel sağlığımızın iyi olması şarttır. Tabi ki bunun en başında da kalbimizin kan akışını yöneten kalbimizin sağlığı gelmektedir
İyi ve sağlıklı bir cinsel birleşme için bir çok kardiyovasküler, nöral ve metabolik değişiklikler meydana gelir. Yani vücudumuzun birçok sistemi bir arada koordineli bir şekilde çalışmalıdır. Kalbimizin sağlıklı çalışabilmesi, kalp hızı ,istemik kan basıncı ve ereksiyon arasında kuvvetli bir ilişki vardır ,Kalp sağlığını etkileyen herhangi bir hastalık varlığında bu ilişki zarar görür ve sağlıklı bir cinsel yaşam mümkün olmayabilir
Düzenli cinsel yaşamın kan basıncının düzenlenmesinde, immün sistemin güçlenmesinde ,inme riskinin azaltılmasında yararı olduğu ispatlanmıştır. Ayrıca depresyonu ve anksiyeteyi azaltarak ,özgüven artışı sağlayarak, mutluluk hormonlarının artışını sağlayarak dolaylı olarak kalp sağlığını olumlu yönde etkilemektedir
İyi bir cinsel hayat için kalp sağlığı büyük önem taşır. Aslında cinsel problemler ve kalp problemlerinin risk faktörleri ortaktır. Kalp damarları tıkalı olan birinin penil damarlarında da problem olma ihtimali yüksektir. Bazen ereksiyon problemleri hiçbir şikayeti olmayan kalp hastalarında ilk bulgu olabilir.
Kesinlikle. Bu isteksizliği iki grupta toplayabiliriz. Birincisi hastanın kalp hastalığı sırasında içinde bulunduğu durum bu isteksizliğe yol açar. Bu durum hem azalmış fiziksel aktivitesine bağlı olarak hem de örneğin bir kalp krizi sonrası yaşadığı ölüm korkusu ve anksiyete gibi psikolojik durumlarda ortaya çıkabilir. İkinci grubu da daha sonra bahsedeceğim kullanılan ilaçların etkisine bağlı bir cinsel isteksizlik, libido kaybı yaşayan hastalar oluşturur.
Cinsel aktivite bir fiziksel aktivite olarak görülmelidir. Normal sağlıklı insanlarda cinsel aktivite ölüm riskini artırmamaktadır. Cinsel aktiviteye bağlı ölüm tüm ani ölümlerin binde 6’sını oluşturmaktadır. Cinsel aktivite sırasında ani ölüm yaşayan kişilerin genel özellikleri. Arasında 20 yaştan fazla yaş farkı olan evlilik dışı cinsel partner. İlişki öncesi fazla miktarda alkol almak ve yemek olarak saptanmıştır.
Yapılan bilimsel çalışmalarda 1 veya 2 katı rahat çıkabilen şikâyeti olmayan kalp hastalarında kalp krizi riski normal bireylere göre artış göstermemiştir. Özellikle efor testi sırasında 6 metz ve üzeri efor yapabilen, şikayeti olmayan ve efor testi sırasında kalp damar tıkanıklığını gösteren EKG değişikliği olmayan hastalarda cinsel aktivite sırasında semptom olma olasılığı düşüktür. Bunun yanında şikayetleri devam eden kalp hastalarında cinsel aktivite sırasında kalp krizi ve diğer riskler artış gösterir.
Cinsel aktivite, kalp yetmezliği olan bireylerde önemli bir sorun teşkil edebilir. Kalp yetmezliği hastalarında hemodinamik, damarsal, hormonal ve nörohormonal anormallikler, cinsel aktivitede bozukluklara neden olmaktadır. Bu hastalarda sıkça bildirilen cinsel sorunlar arasında cinsel ilginin azalması, cinsel aktivite sıklığının düşmesi, cinsel performansta olumsuz değişiklikler ve cinsel aktiviteden memnuniyetsizlik yer almaktadır. Bu sorunların nedenleri arasında kalp yetmezliğine bağlı semptomlar, eşlik eden hastalıklar, ilaçların yan etkileri, azalmış egzersiz kapasitesi, depresyon, anksiyete, ölüm korkusu ve özgüven kaybı sayılabilir.
Kalp ve damar sistemi, cinsel aktivite sırasında diğer sistemlerle uyum içinde çalışmalıdır. Cinsel ilişki esnasında kalp, egzersize benzer bir yanıt verir; nabız artar, kan basıncı yükselir ve adrenalin ile noradrenalin gibi hormonlar aktive olur. Özellikle ereksiyon, kardiyovasküler sistemle doğrudan bağlantılıdır. Ereksiyon, erektil dokunun gevşemesi ve penil damarlara yeterli kan akışının artmasıyla gerçekleşir. Cinsel aktivitenin en yoğun enerji harcanan ve kalbin en çok zorlandığı aşaması ise orgazm evresidir.
Kalp krizi geçiren hastaların ilk 2 hafta içinde cinsel aktiviteye başlaması kesinlikle önerilmez. Ancak, nefes darlığı, çarpıntı veya göğüs ağrısı gibi şikayetleri olmayan hastalar, 4. haftadan itibaren güvenle cinsel aktiviteye dönebilir. Bu süreçte hastalarda genellikle cinsel aktiviteyle ilgili korkular gelişmekte ve aktiviteden kaçınma eğilimi gözlenmektedir. Bu nedenle, hastaların kendilerini güvende hissetmesi için destek verilmesi önemlidir.
Gerekirse, bir ay sonra yapılacak efor testiyle hastanın fiziksel kapasitesi değerlendirilebilir. Ancak, kalp krizi sonrası tamamen iyileşemeyen, kalp yetmezliği belirtileri veya çarpıntı şikayetleri olan hastaların cinsel aktiviteye başlamadan önce mutlaka bir kardiyoloğa danışması gerekir. Bu belirtiler düzelene kadar cinsel aktivite ertelenmelidir.
Kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların neredeyse tamamı cinsel aktiviteyi etkileyebilir. Cinsel işlev bozukluklarının önemli bir kısmı bu ilaçların yan etkilerinden kaynaklanır. Özellikle beta blokerler ve diüretikler gibi kalp ve tansiyon hastalıklarında yaygın olarak kullanılan ilaçların bu tür yan etkileri daha belirgindir. Bu nedenle, cinsel işlev bozukluğu yaşayan hastalarda kullanılan ilaçlar mutlaka değerlendirilmelidir. Gerekli görüldüğünde, bu ilaçlar hekim kontrolünde değiştirilmelidir.
Oral fosfodiesteraz inhibitörleri (örneğin Sildenafil), corpus cavernosumda nitrik oksit salınımını artırarak ereksiyon sürecine katkıda bulunur. Sildenafil, bu ilaç grubunun ilk örneğidir. Yapılan araştırmalar, bu ilaçların hem sağlıklı bireylerde hem de kalp hastalığı olan bireylerde kalp krizi riskini artırmadığını göstermiştir.
Ancak, nitrat grubu ilaç kullanan hastalarda bu tür ilaçların kullanımı ciddi yan etkilere yol açabilir. Nitrat kullanmayan ve başka şikayeti olmayan hastalarda Sildenafil güvenli bir şekilde kullanılabilir. Yine de, bu ilaçların kullanımına başlamadan önce bir kardiyoloğa danışılması önerilir.
Kalp hastası olmak, cinsel yaşamın tamamen sona ereceği anlamına gelmez. Uygun tedavi gören kalp hastaları, sağlıklı bireyler gibi cinsel yaşamlarını sürdürebilirler. Bunun için aşağıdaki tavsiyelere dikkat edilmesi önerilir:
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.