Göz sağlığı, genel sağlık durumumuzun önemli bir parçasıdır. Ancak bazı göz hastalıkları, erken evrede belirti vermediği için fark edilmesi zor olabilir. Bunlardan biri de halk arasında "göz tansiyonu" olarak bilinen glokomdur. Dünyada milyonlarca insanı etkileyen bu hastalık, zamanında tedavi edilmediğinde geri dönüşü olmayan görme kaybına yol açabilir.
Güven Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Tarkan Mumcuoğlu, 9-15 Mart Dünya Glokom Haftası nedeniyle glokoma dikkat çekerek, nedenlerini, belirtilerini ve tedavi yöntemlerini anlattı.
Glokom, optik sinirin (görme siniri) ilerleyici hasarı ile karakterize olan bir göz hastalığıdır. Genellikle göz içi basıncının (intraoküler basınç) yükselmesiyle ilişkilendirilse de bazı durumlarda normal basınç seviyelerinde de gelişebilir. Optik sinirin zarar görmesi, zamanla görme kaybına neden olur. Hastalık çoğunlukla sessiz ilerlediği için "gizli hırsız" olarak da adlandırılır.
Glokomun temel nedeni, göz içindeki sıvının (aköz hümör) drenaj sisteminde tıkanıklık oluşması ve bunun sonucunda göz içi basıncının yükselmesidir. Ancak her glokom vakası yüksek göz içi basıncı ile ilişkili değildir. Glokom gelişimini etkileyen diğer risk faktörleri şunlardır:
Glokom türüne bağlı olarak belirtiler değişebilir. Açık açılı glokom, en yaygın tip olup belirti vermeden ilerler ve ancak ileri evrelerde görme kaybı fark edilir. Kapalı açılı glokom ise ani belirtilerle ortaya çıkabilir. Glokomun yaygın belirtileri şunlardır:
Glokom, gelişim mekanizmasına bağlı olarak farklı türlerde sınıflandırılır:
Açık Açılı Glokom: En yaygın türdür. Drenaj kanallarında yavaş yavaş tıkanıklık oluşur, ancak belirtiler genellikle geç fark edilir.
Kapalı Açılı Glokom: Göz içi sıvısının akışı aniden bloke olur, göz içi basınç hızla yükselir. Bu durum acil müdahale gerektirir.
Doğuştan Glokom: Bebeklerde doğuştan göz drenaj kanallarının anormal gelişimi sonucu ortaya çıkar.
Sekonder Glokom: Başka hastalıklar (diyabet, üveit, tümör) veya ilaç kullanımı nedeniyle gelişir.
Normal Basınçlı Glokom: Göz içi basıncı normal sınırlarda olsa da optik sinir hasarı meydana gelir.
Glokomun erken teşhisi, görme kaybını önlemek için hayati önem taşır. Düzenli göz muayenesi ile glokomun erken belirtileri saptanabilir. Tanı koymak için yapılan başlıca testler şunlardır:
Glokomda tedavinin amacı göz içi basıncını kontrol altına alarak optik sinir hasarını önlemek ve görme kaybını durdurmaktır. Tedavi seçenekleri şunlardır:
Göz Damlası Tedavisi
Glokomun ilk basamak tedavisi genellikle göz damlalarıdır. Bu damlalar, göz içi sıvı üretimini azaltarak veya drenajı artırarak basıncı düşürür. Ancak ömür boyu kullanılması gerekebilir.
Lazer Tedavisi
Lazer trabeküloplasti gibi yöntemler, sıvının daha iyi tahliye edilmesini sağlamak için uygulanabilir. Bu işlem genellikle açık açılı glokom hastalarına önerilir.
Cerrahi Müdahale
İlaç ve lazer tedavisine yanıt vermeyen hastalar için cerrahi seçenekler değerlendirilir:
Glokomu tamamen önlemek mümkün olmasa da erken teşhis ve risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir. 40 yaş sonrası herkesin yılda en az bir kez göz doktoruna gitmesi önerilir. Hafif egzersizler, göz içi basıncını dengelemeye yardımcı olabilir. A, C ve E vitaminleri ile omega-3 yağ asitleri açısından zengin besinler tüketmek göz sağlığını destekler. Damar sağlığını koruyarak optik sinir hasarını önleyebilirsiniz. Glokom, erken teşhis edilmediğinde görme kaybına yol açabilecek ciddi bir göz hastalığıdır. Bu nedenle düzenli göz kontrolleri yaptırmak, belirtileri erken fark etmek ve tedaviye zamanında başlamak önem taşır.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına buradan ulaşabilirsiniz.